Previous Page  98 / 226 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 98 / 226 Next Page
Page Background

97

‘Ersin, TOFAŞ’ta deneyim kazandın. Ama TOFAŞ’ın dışında da neler oluyor, bunu da

denemen lazım. TOFAŞ’tan başka şirketlerde çalışman deneyimini pekiştirir. Kıyaslama

imkanı bulursun. Sonra şartlar uygun olursa yine TOFAŞ’a geri dönersin.’

şeklinde özü bu

olan bir konuşma yapıyor bana. 1 Nisan 1978’de TOFAŞ’tan ayrılıp Mudanya’da kurulu Türk

Siemens Kablo ve Elektrik Personel Şefi olarak işbaşı yapıyorum. Burada 3,5 yıl kalıyorum, 1

Ekim 1981’e kadar. Gerçekten mesleki tecrübem artıyor. Bu arada TOFAŞ Spor Kulübü’nü

ihmal etmiyorum. Tabi seyirci ve taraftar olarak her fırsatta basketbol, voleybol, futbol, güreş

maçlarına gidiyorum. Orada arkadaşlarımı görüyorum. Yalçın Bey’i görüyorum. Zaten gerek

Yalçın Bey’le gerek Nedim ile ailevi dostluğumuz bu dönem de devam ediyor. Siemens’te

daha ikinci yılın bitmesi ile işten soğuyorum. Tatmin etmemeye başlıyor. Arayış içine giriyorum.

Neyse, uzatmayayım, bunları TOFAŞ’a tekrar dönüşümü vurgulamak için anlattım. ‹şte, 81

yılının yaz başlangıcı olması gerekir; Nedim ailece bize oturmaya gelince sohbete daldık. Her

TOFAŞ’lının sohbetinin büyük bir bölümü yine TOFAŞ ile ilgilidir. Biz de öyle yaptık. Meğer

Nedim benim TOFAŞ’a dönmeye gönlüm olup olmadığını öğrenmeye gelmiş. Aldığı bilgiyi

de Yalçın Bey’e aktarmış. Bir süre sonra Yalçın Bey ziyarete geldi eşi Sema Hanım’la birlikte.

Hoşbeşten sonra Yalçın Bey beni odanın bir köşesine çekerek:

‘Ben TOFAŞ’tan ayrılıyorum.

Koç Holding’e gidiyorum. Yerime birkaç adayım vardı. ‹talyan Fabrika Müdürü’ne

götürdüm. Seni tercih ettiler. Gelir misin

?

Döner misin

?

dedi. Bu benim içimde yatan bir

aslandı. Onu duydum ve hemen cevapladım:

‘Memnuniyetle, seve seve dönerim. Ama ben

spor kulübünü yönetmek istemiyorum. Yapamam herhalde!’

dedim. Yalçın Bey’in yüz ifadesi

değişti. Yüzü renkten renge girdi. Öyle kalakaldı. Adeta teklifi yapmış olmaktan pişmanlık

duyduğu havasını sezdim. Bir anlık duraksamadan sonra:

‘Yok! O iş Personel Müdürlüğü’nün

işi, bir sosyal faaliyet olarak düşüneceksin, bu işi de yapacaksın.’

dedi. Yalçın Bey hatırlar

mı bilmem

?

‹şte bu görüşmeden sonra 1 Ekim 1981’de TOFAŞ’ta Personel Müdürü unvanı

ile tekrar işe başladım. Tam 6 ay birlikte çalıştık. Bazı işleri delege etti ve izledi. Bu süreçte

beni adeta tekrar eğitti, formasyon verdi. 1 Nisan 1982’de de Personel Müdürlüğü ve Spor

Kulübü’nde tüm sorumluluğu devraldım. Böylece

‘Git dışarıya, bir dene, tekrar dönersin.’

tavsiyesi 4-5 sene sonra kendisi tarafından gerçekleştirildi.

Şimdi konudan neden uzaklaştık diyeceksin ama değil; burada benim özellikle spor

kulübünü yönetmekte karşılaşacağım zorlukların endişesi içindeyim. Yalçın Bey’in ‹nan Kıraç,

Erdoğan Karakoyunlu, Bülent Sayar gibi destekleri vardı. Benim hiçbiri ile diyalogum yoktu.

Kimden destek alacaktım

?

Üstelik TOFAŞ Fabrikası üst yönetimi de bir değişime giriyordu.

‹talyan Genel Müdür Giuseppe Guarnero gidiyor, yerine Temel Atay geçiyordu. Erdoğan Bey

ve Bülent Bey ayrılıyorlardı. Üstelik ülkede ekonomik durgunluk vardı. TOFAŞ’ın işleri 1978’den

beri iyi gitmiyordu. Para yoktu. Bütün bunların haricinde Yalçın Bey’le farklılıklarımız vardı. O

vizyonu olan, büyük tecrübeye sahip, tuttuğunu koparan, inandığı konuda masaya vurup çatır

çatır kavga ederek savunan ve kabul ettiren, hatta birçok konuda yoktan vareden mükemmel

bir yönetici idi. Üstelik bir süre önce spor salonu inşaatını başlatmıştı. Yine bir yerlerden bulup

buluşturmuştu parayı. ‹nşaat hemen hemen tamamdı. Bitirilmesi gereken, özellikle ince işler

vardı.