

101
her kademesinde yer almış Nedim Karakaş, futbolda önce ‹malat Müdür Muavini rahmetli Suat
Maner, sonrasında Satın Alma Yardımcı Malzeme Servisi Şefi rahmetli Orhan Kürk, sonrasında
yine aynı servisten Kısım Şefi Orhan Becerikli, voleybolda Personel Servisinden Hasan Sevinç,
yüzmede Kalite Kontrol Kısım Şeflerinden Yusuf Eroğlu ve antrenör Ziya Bora, futbolda antrenör
Necmi Güzey, yardımcısı TOFAŞ çalışanlarından Hüseyin, basketbolda şimdi profesyonel
olarak göreve devam eden Malzemeci Recep, daha önce güreşe büyük emeği geçen joker
gibi her görevi yerine getiren Cemal Kurt, bir başka joker Genel Hizmetler Şefi Ömer Zeytin,
kulübün muhasebesi konusunda önce Nuri Bilginer, sonra Yaşar Aydın, Yavuz Tavus, Abdullah
Coşkun, Ramiz Dindar, Transport Şefi Erkan Alatan, ‹brahim Akan Engin Şoför, hangi birisini
sayayım ki! Bu kadar kişinin amatörce görev alması, Spor Kulübü ile TOFAŞ’ın ve Bursa’nın
nasıl kaynaştığını da gösterir bir yerde.
Az önce isimlerini saydığım kişilerden bazıları için bir parantez açıp bazı özelliklerini belirtmek
ve bir-iki anıma değinmek istiyorum. Nedim Karakaş; o bir spor ve TOFAŞ hastası idi. Kulübün
kuruluşundan ayrılana kadar her döneminde vardı. Spor yöneticiliği konusunda emin adımlar
ile ilerliyordu. Bütün yönetmelikleri çok iyi bilirdi ve yorumlardı. Her yıl yapılan değişiklikleri
izler, farklılıkları bulur, yorumlar, getirir ve bu bilgileri kulübün diğer mensuplarına aktarırdı.
Nitekim TOFAŞ’tan ayrılınca Basketbol Federasyonu’nda yıllarca görev yaptı. Sonradan
spor hastalığını ve bilgi birikimini yine hastası olduğu Fenerbahçe Kulübü’nde görev alarak
uygulamaya koydu. Sevdiği bir işi aşık olduğu bir kulüpte yıllardır sürdürmenin hem de başarılı
bir şekilde, mutluluğunu yaşıyor. Hasan Sevinç; bir voleybol hastası, yıllarca tek başına voleybol
branşını yönetti. Kısıtlı imkanlarla takımı bir ara çoğunluğu alt yapıdan gelen voleybolcular ile
deplasmanlı lige çıkardı. TOFAŞ’tan emekli oldu. Kendine özel iş açtı. Voleybolu bırakmadı.
Bugün halen TOFAŞ Voleybol Takımı’nın sorumluluğunu yürütüyor. Yüzmede şube sorumlusu
Yusuf Eroğlu da öyle; emekli oldu, kendi özel işi arasında yüzmeyi de yönetti. Sonradan işleri
sıkışınca, alt yapıda yüzücü olarak yetişen kızı büyüyünce onu yönetici ve antrenör olarak
devreye soktu. Bu branşın antrenörü Ziya Bora yıllarını TOFAŞ’a verdi. Saygı değer bir spor
hastası. Ona:
‘Bu sene sana ne ücret vereceğiz hocam
?
’
diye sorduğumuzda hep aynı
cevabı alırdık:
‘Siz ne verirseniz verin ben bu işe devam edeceğim.’
Yalnız bizlerin değil,
tüm Bursa futbol kamuoyunun tanıdığı rahmetli Necmi Güzey, TOFAŞ ve Bursa Futbolu’na çok
emek verdi. Hep saygı gördü. Enteresan ve disiplinli kişiliği ile büyük iz bıraktı. Bir ara benden
izin alıp ayrılmak ve profesyonel bir takıma gitmek istedi. Gitmemesini söyledim. Tavsiye
etmedim. ‹nat etti gitti. Galiba Sivasspor’du gittiği takım, hangi ligde oynuyordu bilmiyorum.
Bir süre sonra döndü:
‘Olmadı, yürümedi.’
dedi. Zaten giderken kapımızın her zaman açık
olduğunu söylemiştik. Tekrar göreve başladı. Yaşlandı, emekli oldu, evinden çıkamaz hale
geldi, hep TOFAŞ’lıydı. TOFAŞ’lı olarak vefat etti. Engin Şoför: (Soyadı Şoför idi) uzun yıllar
sabırla, emsallerinden daha uygun fiyata TOFAŞ Spor Kulübü’nün sporcularının taşımacılığını
yaptı. Hem de hiç aksatmadan. Kendisi aynı zamanda Bursaspor’un amigolarından idi. Bütün
sporcuların abisiydi. Hem sevilir, hem sayılırdı. En küçük yaştaki alt yapı sporcularımızı bile
gözümüz arkada kalmadan ona teslim ederdik. TOFAŞ’a veya başka bir salona götürdüğü
küçükleri, antrenörleri, yöneticileri orada mı diye tespit edip sonra bırakırdı. Eğer kimse yoksa