Previous Page  108 / 226 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 108 / 226 Next Page
Page Background

107

1988-92 yılları arasında TOFAŞ Basketbol Takımı’nda forma giyen, 2000 yılından bu

yana da TOFAŞ Spor Kulübü’nün Başkanlığı’nı yapan Sayın Efe Aydan, 9 Eylül 2008 tarihinde

Bursa’da yapılan söyleşide TOFAŞ Spor Kulübü ile ilgili şunları söylüyordu:

“1955 yılında sanatçı bir ailenin ilk oğlu olarak Ankara’da dünyaya geldim. ‹lk ve ortaokulu

Ankara’da okudum. ‹stanbul’da eğitimime devam edip liseyi orada tamamladıktan sonra,

Buca Eğitim Fakültesi Mektupla Öğretim Fransız Filolojisi bölümünü kazanarak üniversiteye

girdim. Fakat bu bölümü tamamlayamadan ayrılıp, Boğaziçi Üniversitesi’ne girdim. Ön Lisans

Yöneticilik bölümünden mezun oldum. 1971 yılında lisede okurken basketbol ile tanıştım. Halen

basketbol sporuyla ilgilenmekteyim. Demek ki aşağı yukarı 38 senelik bir basketbol geçmişim

var. 1971 yılında Galatasaray alt yapısında basketbola başladım. Daha sonra sırasıyla

Karşıyaka, Eczacıbaşı, Fenerbahçe, Beşiktaş, Paşabahçe ve en son TOFAŞ’ta oynadım.

1992 yılında aktif sporculuk hayatıma son noktayı TOFAŞ’ta koydum. TOFAŞ’ta 4 sezon,

88-92 yılları arasında basketbol oynadım. TOFAŞ ile olan tanışıklığım ise, TOFAŞ’ın birinci

deplasmanlı lige yükseldiği 1975 yılına rastlıyor. O dönemlerde Eczacıbaşı’nda oynuyordum

ve şampiyonluk yarışında TOFAŞ ile çekişiyorduk. Bir de aramıza Beşiktaş giriyordu. TOFAŞ

ile olan bu yakınlık her transfer döneminde

‘TOFAŞ’lı olur musun

?

sorusuyla beni karşı karşıya

bırakıyordu. Fakat TOFAŞ ile beraberliğim seneler sonra, ancak 1988 yılında başladı ve 1992

yılına kadar sporcu olarak devam etti. Beni her yıl TOFAŞ’a gelmem için arayan o dönemdeki

idareci abimiz Nedim Karakaş’tı. Transfer olduğum 1988 yılında beni Nezih Olcay ve Ersin

Taş ile tanıştırdı. Dolayısıyla Selçuk Öncer’i de o zaman tanıdım. TOFAŞ ile ilk ciddi transfer

görüşmemi yaptım. Hiç unutmuyorum o görüşmede kendilerine:

‘Ben TOFAŞ’a bir sene de

burada oynayayım diye gelmiyorum. Son iki sezondur yeterince gezdim. Bundan da pek

mutlu değilim. TOFAŞ’a uzun dönem çalışmak, spor yapmak ve gerekiyorsa ilerde eğer

benden faydalanmak isterseniz yönetici ya da teknik adam olarak çalışma arzusuyla

geliyorum. Lütfen beni bu şekilde düşünün.’

diye de konuştuğumu hatırlıyorum. O dönemde

Nezih Bey’in de Ersin Bey’in de fikirleri bu yöndeydi. Sporcu olarak TOFAŞ’a 4 yıl hizmet

ettim ve takım kaptanlığı yaptım. TOFAŞ’a geldiğim ilk iki sezon milli takımdaki görevimi

de sürdürdüm. Kulüp başkanımız Ersin Bey ilk yıl hedefimizi şampiyonluk olarak belirlemişti.

Antrenörümüz Önder Seden önderliğinde doğrusunu isterseniz sezona pek iyi giriş yapamadık.

O yıl oynadığımız bütün hazırlık turnuvalarını kazandık. Her turnuvada birinci olduk. Hazırlık

maçlarının hepsini kazandık. Yurtdışında kampa gittik. Yugoslavya’da oynadığımız turnuvayı

da kazandık. Stephan Johnson diye bir oyuncumuz vardı, yabancı. Onu, o zaman asbaşkan

olan Osman Mete Altan ile Önder Seden Amerika’ya gidip transfer etmişlerdi. Pozisyon olarak

içeride 4 – 5 numarada oynattığımız Stephan Johnson esasında shooting-guard pozisyonunda

(2) oynuyordu. Öyle olunca ondan hiçbir zaman tam verim elde edemedik. Hazırlık maçlarında

ve hazırlık turnuvalarında çok iyi olmamıza rağmen sezona çok kötü bir giriş yapıp o sezonun

EFE AYDAN