Previous Page  109 / 226 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 109 / 226 Next Page
Page Background

108

sonunda da maalesef büyük ümitlerle başladığımız sezonu küme düşerek tamamladık. O sezon

bir maç var ki çok enteresan. Sümerbank Beykoz ile olan ilk maçımız ertelenmişti. Erteleme

maçı ileri bir tarihe alınmış, o arada Beykoz’ da Galatasaray Takımı’ndan bir sporcu transfer

etmişti. Ertelenen maçın oynanma tarihi geldiğinde Sümerbenk Beykoz bu yeni transfer ettiği

oyuncusunu oynattı. Biz itiraz ettik. Kural olarak ertelenen maçta kadroda olmayan bir oyuncu

ikinci maçta oynayamazdı. Fakat Beykoz bu oyuncusunu oynattı ve biz de kazandığımız halde

bu maça itiraz ettik. Federasyon o maçta bizim haklı olduğumuza karar verip TOFAŞ’ı hükmen

galip ilan etseydi, Sümerbank Beykoz’un 1 puanı silinecek ve biz de I. Lig’de kalacaktık. Fakat

o dönem Basketbol Federasyonu, Rahmetli Osman (Solakoğlu) Ağabey’in hastalanmasından

dolayı (‹spanya’da felç geçirmişti) bir türlü toplanıp karar alamıyordu. Bizimle ilgili bu kararı o

zamanki Asbaşkan Hüsamettin Topuzoğlu geciktirdi. Hatta

‘Abi bu kararı geciktiriyorsunuz

ama burada haklıyız, biliyorsun, değil mi

?

dediğimde bana ilginç bir laf etmişti. Bunu hiç

unutmuyorum her yerde söylüyorum ve bundan da çok büyük üzüntü duyuyorum. Bundan dolayı

oldukça etkilenmiş, çok fena sinirlenmiştim. Hala da sinirleniyorum aklıma geldikçe. Sözlerine

burada tam olarak yer vermek istemiyorum. Ama özet olarak yıllarca kader birliği etmiş

olduğu arkadaşının, Osman Solakoğlu’nun rahatsızlığından doğan bir fırsat değerlendirilmek

isteniyordu. Böylece bizi köşeye sıkıştırmaya çalışmak çok yanlıştı. Neticede biz küme

düştük. Haklılığımızı ispat için davayı mahkemeye taşıdık. Ancak biliyorsunuz mahkemeler

çok uzun sürüyor Türkiye’de, karar hemen alınamıyor. 2 yıl sonra davayı kazandık. 2 yılda

köprünün altından çok sular geçtiği için geriye dönüp işlem yapsak ne elde edecektik, hiçbir

şey. Dolayısıyla kulüp olarak böyle bir şey yapmadı o zamanki yöneticilerimiz. Basketbol

Federasyonu da 1 sezon sonrası için, daha bugüne kadar örneği olmayan, bir uygulama

getirdi. 2. Deplasmanlı Lig Şampiyonu olan takımın play-off’a alınacağını açıkladı (1989). Bu,

Basketbol Federasyo’nun nun bir tür diyet ödemesiydi TOFAŞ’a. Bizler o sezon (1989-90), II.

Lig’de oynadık şampiyon olduk ve Play-off maçlarında mücadele ederek Avrupa kupaları’na

girmeye hak kazandık. TOFAŞ 1989 – 90 sezonunu II. Deplasmanlı Lig’de şampiyon olarak

kapattığında tarihindeki ilk şampiyonluk kupasına da ulaşmış oluyordu. II. Deplasman Lig’inden

gelip, I. Lig play-off’unda derece elde ederek, Avrupa’da Koraç Kupası’nda Türkiye’yi temsil

etme başarısı çok önemliydi TOFAŞ için. Bir anlamda bir sezon önce TOFAŞ’a yapılan

haksızlığın karşılığında verilen bir iade-i itibar gibi bir şeydi o yılki özel uygulama. O günden

bugüne kadar hatta daha öncesinde hiçbir II.Lig takımına play-off maçlarına katılıp I. Lig’de

Şampiyon olma şansı tanınmadı. Çünkü federasyon da biliyordu ki TOFAŞ davasında haklıydı...

TOFAŞ’a geldiğim ilk sezon beni takım kaptanı yaptı antrenörüm Önder Seden. Takımda

bir takım sıkıntılar vardı. Çok iyi hatırlıyorum, yaşanılan sıkıntıları kaptan olarak Önder Seden’e

ve idarecimiz Nedim Karakaş’a aktararak onları uyarmak istedim. Dedim ki

‘Bakın takımda

iki tane guard var, bu iki arkadaşımız birbirleriyle ego yarıştırıyor, bu insanların birbiriyle

didişmesinden antrenmanlar pek verimli geçmiyor.. Bu büyük bir sıkıntı.’

Sonra Önder

Ağabey’e

‘Siz antrenör olarak bazı oyunculara pek güvenmiyorsunuz. Ama enteresandır