

104
görsel ve yazılı medyasıdır. Onlarla çok iyi diyalogumuz oldu. TOFAŞ Spor Kulübü’ne çok
destek verdiler. Kritiklerinden çok yararlandım. Diğer grup ise TOFAŞ’ın en büyük motivasyon
unsuru olan taraftarlarıdır.
Evet, Murat kardeşim, artık sonuna yaklaştık bu söyleşinin. Ligden çekiliş konusuna girmeden
ben spor konusundaki kendi görüşlerimi de birkaç cümle ile belirtmek istiyorum. Spor bugün
bir endüstri haline gelmiştir. Bütün dünyada büyük kitleler spora ilgi göstermektedir. Bu gelişim
1990 yılları ile hız kazanmıştır. Sanayinin, endüstrinin nasıl sektörleri varsa bu, sporda da
mevcuttur. Sporun sektörleri Futbol, Basketbol, Voleybol, Güreş, Atletizm vs. gibi branşlardır.
Bu branşlarda milyonlarca insan fiilen spor yapmaktadır. Ondan çok fazla insan da yönetici
olarak, izleyici olarak sporun içindedir. Spor konusu öyle bir yer bulmuştur ki dünyada artık
geriye dönüşü yoktur. Sporun insanları afyonlamak için (özellikle futbol) yaşatıldığı ve geliştirildiği
bir yalandan ibarettir. Düşünebiliyor musun? Bir üretici sanayi kurmak için yapılan yatırımlar,
harcanan paralar spora da yatırılmakta. ‹şte, ‹ngiliz takımlarının, ‹spanyol takımlarının değerleri
ortada. Kendi ekonomik koşullarımıza göre ülkemizin üç büyük kulübünün harcamaları da
o seviyede değil midir
?
Sporcular artık bir zamanlar amatör iken şimdi profesyoneldirler.
Olimpiyatlara bir zamanlar profesyonellerin katılması yasak iken bugün bu engeller ortadan
kalkmıştır.
‹şte bir örnek: 100 metrede üst üste rekorlar kıran Usain Bolt hem birinci olduğu hem rekor
kırdığı için büyük paralar kazanmaktadır. Tenis de öyle değil mi
?
Hangi branşta hangi sporcu
sponsorsuz başarı elde etme şansına sahiptir. Sponsorlar büyük paralar harcamaktadırlar.
Örnek; spor malzemesi kuruluşlarının harcamaları, örnek; ünlü ‹ngiliz kulüplerinin Rus ve Arap
zenginleri tarafından satın alınmaları. Bütün bu gelişmeler artık insanların spora bakış açılarının
değiştiğini göstermektedir. Burada sporun da bir marka değeri olduğu ortaya çıkmaktadır.
‹şte marka olan sanayi kuruluşlarının, marka olan spora önem vermesi kaçınılmazdır. Bu da
sponsorluk yolu ile hayata geçirilebilmektedir. Ya bizzat bir veya birkaç spor branşında kendi
spor kulübün ile faaliyet gösterirsin ya da genel sponsorluk yaparak kendi markana kitlelerin
ilgisini çekersin. Burada bir anekdottan (anı) bahsetmek istiyorum. Yanılmıyorsam 1999-2000
sezonundaydık. ‹stanbul’da oynadığımız bir maçın sonunda veya devre arasında Ülker Spor
Kulübü’nün o dönemlerde başkanı olan Sayın Orhan Özokur Bey ile fuayede karşılaştık. Bana
‘Ersin Bey bu işler böyle yürümeyecek bir aşağıya gelip oturup bir takım kararlar almamız
lazım.’ demişti. Bu konuşma öylece orada kaldı. Bir daha da açılmadı. Bizim takımımız ligden
çekildikten sonra onlar da çekildiler. Altyapıyı muhafaza ettiler. Önce basketbolda işbirliği
ve geniş, kapsamlı sponsorluklara girdiler. Sonra futbolda da sponsorluk uygulamasını tüm
yurda yaydılar. Hem de sponsorluklara yaptıkları yatırımın, ligde sadece basketbola yaptıkları
yatırımın çok üzerinde olduğu da bir gerçek. Çok iyi de yürütüyorlar bu konuyu. Ülkenin
sporunun gelişmesine katkıda bulunuyorlar.
Evet artık sona geldik. Ama bu kadar uzun bir söyleşinin sonu da pek kısa olmayacak
galiba. Çünkü beni üzen son iki olay bu dönemde ortaya çıktı. Bu nedenle senden biraz daha
sabır rica ediyorum.