Previous Page  110 / 226 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 110 / 226 Next Page
Page Background

109

bazı oyuncuları içerideki maçlarda oynatıyorsunuz, dışarıda şans vermiyorsunuz, bazılarını

dışarıda oynatıp, içeride şans vermiyorsunuz. Bu durum takımda otomatikman benim maçım,

senin maçına dönüyor. Oyuncular maça ona göre konsantre oluyorlar. Bu yanlış, bence bunu

düzeltmemiz lazım. Amerikalı oyuncumuz shooting guard ve forvet pozisyonlarının adamı,

bundan pivot olarak faydalanıyoruz ve bu adam pivot değil, oynayamıyor ve ben içeride

tek kalıyorum. Dolayısıyla rebound alamıyoruz, sıkıntı yaşıyoruz. Rakiplerimize yenilmeye

başladık. Eğer bunlara önlem almazsak ileride büyük problemler ve sıkıntılar yaşarız.

Önder Ağabey siz çok insancıl bir koçsunuz, çok yumuşaksınız, otorite sağlayamıyorsunuz.

Takımda ciddi bir otoritesizlik var, koça güvensizlik var. Bunu aşmamız lazım, aşamazsak

küme düşeriz.’

dedim. ‹kisi de

‘Hayır!.. Küme düşmeyiz, bu takım şampiyon olacak. Play-

off’a rahat gireriz’

dediler.

‘Ben takım kaptanı olarak size söylemem gerekenleri ve de

hissettiklerimi aktardım. Ben sonuna kadar elimden geleni yapacağım bunu biliyorsunuz,

bundan bir şüpheniz olmasın. Hatta ve hatta bu olumsuzlukları düzeltmek için çaba da sarf

edeceğim. Ama bunları bilmenizi istiyorum’

dedim.

Ben o sezon Milli Takım’da son maçlarımı oynamak için kampa katıldım. Önder Ağabey de

milli takım antrenörüydü ve Antalya’da Balkan Şampiyonası vardı. Benim de son turnuvamdı.

Balkan Şampiyonası öncesindeki kampta Önder Ağabey ile ben uzun uzun TOFAŞ’ı konuştuk.

Ben bir toplantı yapılması gerektiğini söyledim. Artık sezonun yarısını geçmiş, sonuna

yaklaşıyorduk. ‹şler hiç iç açıcı değildi. Sezonun ilk devresi bitmişti. Bir toplantı yapılması ve

sıkıntıların yönetime anlatılması gerektiğine ikna ettim Önder Ağabey’i.

Bu toplantı organize edildi. Yönetimden Asbaşkan Osman Mete Altan, bizi dinleyecekti.

Oyuncular olarak bütün dertlerimizi anlatacaktık. Bir çözüm yolu bulup düzelmemiz gerektiğine

inanıyordum. Önder Ağabey’e,

‘Haydi gel beraber gidelim’

dedim. Ancak Önder Ağabey

o toplantıya gelmekten imtina etti,

‘Ben gelmiyorum sen git’

dedi

‘Ağabey bu toplantıda

sporcular suçlamalarda bulunacak, oturup cevap vermek lazım, aksi taktirde düzelemeyiz’

dedim.

‘Bak abi şimdi toplantı organize edildi ya, inan bana sporculardan hiç bir tanesi

çıkıp birşey söylemeyecek ben biliyorum. Ama gerekiyorsa ben konuşacağım, Ahmet bunu

diyor, Mehmet bunu diyor diye sen de istediğin gibi sıkıntılarını aktar cevaplarını dinle.’

Yine

de gelmedi.

‘Milli maç daha önemli şu anda ona konsantre olup uğraşamam lazım’

dedi. Ben kamptan

izin aldım, Bursa’ya döndüm.

Sağ olsun çok beyefendi bir insandı Osman Mete Altan, geldi bizi dinledi. Bizlerle toplantıya

başlamadan önce

‘Buyurun arkadaşlar yönetimle toplantı yapmak istediniz. Asbaşkanınız

olarak ben geldim, ne derdiniz varsa burada not edeceğiz, gerekli düzenlemeleri

yapmaya çalışacağız, tabii hep beraber’

dedi. Bizden, yani sporculardan çıt yok, herkes sus

pus oldu. Bunun üzerine ben;

‘Hadi bakalım beyler buyurun işte, asbaşkanımız gelmiş ne

derdimiz varsa anlatmalıyız, aksi takdirde sezon bitene kadar susmamız lazım. Derdimiz

varsa söyleyeceğiz, yoksa susacağız. Sustuğunuz zaman bütün sorumluluk bize aittir.