Previous Page  112 / 226 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 112 / 226 Next Page
Page Background

111

Kulübün idarecileri kiminle çalışmak isterse, hangimizi isterlerse evet diyeceksiniz. Buna

itiraz eden var mı

?

dedim, Bir kişi çıktı.

‘Ağabey ayrılmak istiyorum’

diye. O da Ahmet

Araşan’dı. Git o zaman, madem istiyorsun git. Taner Korucu da öyle dedi galiba. Onlar her

halükarda ayrılmak istediler. Diğer arkadaşların çoğu kaldı. Bir kısmını yönetim istemedi ve biz o

sene namağlüp olarak 2. Deplasman Ligi’nde şampiyon olduk. TOFAŞ’ın ilk şampiyonluğuydu.

‹lk kazandığı Deplasmanlı Lig Kupası. Sonrasında federasyonun 2. lig Şampiyonu’na tanıdığı

şansla oynadığımız play-off maçlarında aldığımız sonuçlarla % 0,012 puan gibi bir averaj ile

Avrupa Kupaları’nda oynamaya hak kazandık. Hatta hiç unutmuyorum Ankara’da oynadığımız

final maçlarında Efes Pilsen maçını kazanıyorduk. Oyunun son dakikası içersinde bir pozisyonda

ben müdafaa ribandunu alayım derken elim topa çarptı ve benim elimden seken top bizim

potamıza girdi, basket oldu. Ve biz o maçı iki sayıyla kaybettik. Ben o ribaundu alıp pası

verseydim. Pas bekleyen belki sayı bulacaktı ve maçı biz kazanacaktık. Bir sayıyla kaybettik

maçı. Kazansaydık da ilk dörde giriyorduk. Böyle de şanssız bir maç yaşadık Efes’e karşı.

Bir sene sonra gerçekten iyi bir sezon geçirdik. Yine Mete’ydi antrenör. ‹kinci Deplasman

Ligi’nden Birinci Lig’e çıktığımız sene Fenerbahçe ile final oynadık. Çok iyi bir sezon geçirdik.

Fenerbahçe ile final oynadık, hatta finalin son maçını da Antalya’da oynadık ve 3-2 kaybettik.

Bursa’da kaybettik, ‹stanbul’da kazandık, Adana’da kaybettik, Isparta’da kazandık, sonra

Antalya’da son maçı verdik.

O sezonun başında ben TOFAŞ’la anlaşmıştım. Yani söz, tamam ben TOFAŞ’tan

ayrılmıyorum demiştim Nedim Ağabey’e. Geçmiş zaman unuttum, belli bir rakama anlaştık. O

zaman böyle kontrat filan yok, ağızdan söz çıkar ve biterdi herşey. Primi falan her şey dahil bir

anlaşma yaptık. Sonra, Fenerbahçe bana transfer teklif etmişti o sene için. Antalya’da Gençler

Türkiye Şampiyonası vardı bende maçları seyretmeye gitmiştim. Fenerbahçe Başkanı Metin

Aşık’tı o dönem. Bana Metin Aşık’ın şahsi çekini getirdiler. TOFAŞ’tan bir yılda kazanacağım

parayı peşin olarak, günlük çek ile bana teklif ettiler, transferin ilk taksidi olarak. Artı maaş

vereceklerdi, artı ev kirası vereceklerdi, artı şunu artı bu prim falan ayrı. Çok müthiş bir transfer

teklifiydi. Ben dedim ki Fenerbahçeliler’e, o zaman Necdet Ronabar takım kaptanı, Coşkun

Teziç ise idareciydi Fenerbahçe’de,

‘Ben söz verdim. TOFAŞ’a söz verdim. Dönemem ki’

dedim.

‘Sen bırak bu paraları milyarları saysan ben gelmem artık. Çünkü ağzımdan söz

çıktı nasıl geri dönebilirim ki TOFAŞ’tan. Olmaz’

dedim. Hatta hiç unutmuyorum Necdet

Ronabar, benim çok iyi arkadaşımdır, bir tokat attı bana.

‘Sen manyak mısın oğlum, bir yılda

kazanacağın parayı peşin veriyoruz.’

dedi.

‘Paranın önemi yok oğlum. Söz ağızdan çıkar,

bitti.’

dedim. Kabul etmedim Fenerbahçe’nin teklifini ve o sene Fener’le finalde karşılaştık. 3-2

kaybettik.

Bir sezon sonrası için başkanla yaptığım görüşmede, Murat Konuk’un hazırlanması iyi

oyuncu olması için ben maçlarda fazla süre almayacaktım. Onun çok oynaması, ama gerektiği

zaman da işler kötü giderse şayet, benden faydalanacaklardı. Öyle bir anlaşma yapmıştık.

91-92 sezonu TOFAŞ’taki 4. sezonumdu, o sezon öncesinde bir takım şanssızlıklar da