Previous Page  117 / 226 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 117 / 226 Next Page
Page Background

116

şey yok, onların da bana verebilecekleri bir şey kalmadı’

dedi. Kendi ayrılmak istedi, biz de

kabul ederek sezona Tolga ile devam edip o sezonu da Şampiyon olarak tamamladık. Türkiye

Kupası’nı da kazandık.

1999 – 2000 sezonunda da ileriye dönük yatırım olarak, alt yapı faaliyetlerini geliştirme

çabamız başladı. ‹stanbul’da ilk olmak üzere, kulübün geleceğini de düşünerek, genç

yetenekleri daha geniş yelpazede arayıp bulmak ve Türk basketbolu’na kazandırmak adına

TOFAŞ Basketbol Okulları

adı altında bir faaliyete de başladık.

Gençlerimizin gelişimlerini hızlandırmak için 1998 – 1999 sezonun da Gençler Türkiye

Şampiyonu olan TOFAŞ Genç Takımımız’ı ‹stanbul Taçspor ile protokol imzalayarak 2.

Deplasmanlı Lig’de yarışmalara soktuk. Bu çalışma bir ilk olması açısından diğer kulüplerimize

bir örnek teşkil etmişti. Amacımız ilerleyen yıllarda transferlerle ya da başka sebeplerle A Takımı

kadromuzdan ayrılacak olan sporcularımızın yerine kendi yetiştirdiğimiz bu genç yeteneklere

şans verecek, hem makul ücretlerle takım oluşturacak, hem de yeni gençleri Türk basketbolüne

kazandıracaktık.

2000 – 2001 sezonunun başında profesyonellikten vazgeçilerek, amatör bir ruhla spor

kulübünün faaliyetlerine devam ettirilmesine karar verildi. Başkanımız Ersin Taş o dönemde

emekli oldu. Onun yerine ben Başkan oldum. Kendi adıma, bu göreve getirilmekten duyduğum

gurur, profesyonel hayattan çekilmenin verdiği üzüntüden kat kat fazlaydı diyebilirim. Önemli

bir misyon üstlenmiştik. Basketbol için, faaliyet gösterdiğimiz diğer branşlar için üstlendiğimiz

misyon belki budan önce olduğu kadar ses getirmeyecekti ama Türk Sporu’nun, Bursa gençliğinin

geleceği açısından, ufak bir fark yaratma adına, önemliydi.

Bu doğrultuda bizler yani TOFAŞ olarak, 2000 – 2001 sezonunda hiç spor karşılaşması

yapmadan yalnızca Taçspor ile yaptığımız protokol devam ettiği için orada oynayan genç

takımımızı II. Lig’de yarıştırarak basketbol faaliyetlerine devamettik. Bu arada da profesyonellikten

çekilirken alınan ilke kararları çerçevesinde çalışmalar yaptık. Ana branşımız olan basketbolda,

bu sporun tüm yurtta sevilmesi, yayılması için çalışmalar yapacak, diğer branşlarda ise Bursa

genelinde genç ve yetenekli sporcuları bulacak onları Türk Sporu’na kazandırmak için uğraş

verecektik.

Bu yeni ilke kararları çerçevesinde görev yaparken, hiçbir zaman daha önceki yıllarda

olduğu gibi çok büyük hedefler kovalamadık ama, çok daha zor olanın peşinde uğraş verdik,

o da insan yetiştirmekti...

Eğitim Gönüllüleri Vakfı ile ortak bir faaliyete başladık. Çünkü bize söylenen ana branşımız

olan basketbolu tüm Türkiye’ye yaymak, gelişmesini sağlamak, sevdirilmesi için çalışmalar

yapmaktı. Eğitim Gönüllüleri bir anlamda sporcu kaynağı, çalıştırıcı kaynağı açılarından

oldukça verimli bir ortama sahipti ve de onlar da çocuklara yönelik okul sonrası faaliyetler

yaptırmak istemekteydiler. Adına

‘Basketbol Gönüllüleri’

dediğimiz faaliyete böylece 2000

yılında başladık. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün de desteğini alarak bu projeyi hayata

geçirdik.