

84
otobüsün altına girdiler otobüsü kaldırmaya kalktılar. Hayatında böyle bir olay yaşadın mı,
ben yaşamadım. Aptala döndüm. Koca koca insanlar. 302 Mercedes otobüs kalkar mı
?
Yani
böyle bakıyorum ne oluyor diye. ‹nsanlar otobüsü kaldırmaya çalışıyorlar. Türk insanının özlemi
ne kadar müthiş bir şeydi. Aptala döndük. Oradan ‹stanbul’a doğru geliyoruz, ‹stanbul’a kadar
yol bir mahşer. Her kasaba, her yerde ellerinde Türk Bayrakları insanlar bizi karşılıyorlar.
‹stanbul’da ayrı bir tantana, şuydu, buydu. Meğerse Hürriyet Gazetesi 21 Aralık 1976 tarihli
sayısında beş sütunda, birinci sayfadan manşet vermiş.
‘Yüzümüzü Ağarttılar’
diye. Sonradan
Dünya Gazetesi’ni kuran Rahmetli Nezih Demirkent’e gittik. Nezih Demirkent odasında bana
‘
Vehbi Koç Bey ne kadar arzu etse Hürriyet Gazetesi’nin birinci sayfasına 5 sütun başlıkla,
bu haber dışında hiçbir haberi giremezdi.’
dedi. Heyet halinde artık organize etmişler. O
sırada Çakır Gazinosu’nda bizi ağırladırlar. ‹şte Koç Holding de, Divan Oteli’nde özel bir
kutlama yaptı. Rahmi Koç, ‹nan Kıraç bütün herkes, orada müthiş merasimler...
Sonra biz otobüsle arabalı vapura bindik. Yalova’ya geldik. Bütün Bursa’nın trafik polisleri,
motosikletli. Bir tantana da, Yalova’da. Yalova’dan çıktık otobüsün etrafında motosikletli
polisler. Ondan sonra fabrikaya girdik. Fabrikada müthiş merasimler. Tabi bazı insanlar ister
istemez farklı düşünüyorlar. Ama müthiş bir tantana, olacak şey değil, yani bunu yaşamadan
hayal etmek bile mümkün değil ve tabi çok birleştirici bir unsur oldu bu güreş.
Bu arada basketbol da tabi ikinci plana düştü ister istemez. Benim ilgim daha çok
güreşle çünkü güreşin popülaritesi çok arttı. Basketbol birazcık kendi haline bırakıldı. ‹şte o
sırada Birol ile biz düşündük. Nur Gencer’i transfer ettik. O transferin bize uygun olmadığını
sonradan fark ettik. ‹ster istemez Nur’un gelmesi Birol’un gitmesine sebebiyet verdi. Yani
bazı olumsuzlukların tohumları da orada atılmış oldu. Minik Önder’i (Önder Okan) o sırada
transfer ettik. Birçok basketbolcu geldi. Onlarla tek başıma ilgilenme fırsatım olmadı. Çünkü
daha çok güreş ile ilgileniyordum. Güreşin de her gün bir sorunu, her gün bir hadisesi vardı.
Bu arada atletizm ise Dr. Murat Kaçar ile Bahri Ekbiç’in hediyesidir. O sırada her şeyi başaran
bir halimiz var. 1976 senesinde benim
‘Bin TOFAŞ’lı sporcu’
sloganım vardı.Çalışanların
çocuklarının da içinde bulunduğu bin TOFAŞ’lı sporcu…
Bir gün Murat Kaçar ile Hıncal Uluç’la karşılaştık. Muharrem Atik’in önderliğinde sağlanan
güreşteki başarı yüzünden. Hıncal Uluç ve Necat Kök’ün etkisiyle atletizm takımımız güçlendi.
Çünkü Ekrem Özdamar’ı onlar bana tavsiye ettiler. Transfer ettik. Ekrem Özdamar’ın Ankara
Bölge Müdürü ile arası açılmıştı. Özdamar o sırada Ankara’da antrenman için stada giremiyordu
nedense. Bölge müdürü ile olan ilişkilerinin kötülemesi yüzünden adeta cezalı duruma düşmüştü.
O sırada ne kadar atlet varsa Sermet Timurlenk, Mehmet Terzi, ‹brahim Kobal, bizim takıma
geldi. Atletizmde çok komik bir hadise oldu. O sene Türkiye Birinciliği’nde çok önemli bir
sporcumuz (ismini vermeyeceğim) müsabakalara gelmedi. O yüzden biz Türkiye Birinciliğini
Galatasaray’a kaptırdık. O kadar zorlandık ki takımımız Türkiye ‹kincisi oldu. Eksikleri kapatmak
için güreşçi Mehmet Yalçın’ı da uzun mesafe koşturduk.
Bu arada bir de voleybol takımı çıktı. O da Sait Bademlioğlu’nun katkılarıyla. Dolayısıyla