Previous Page  82 / 226 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 82 / 226 Next Page
Page Background

81

veya kurulmuş, otomobillerin distribütörü olan bir şirket. Onun da başında ‹nan Kıraç diye bir

kişi var olduğunu öğrendik. Dedik ki ‘

Galatasaray Kulübünün Yönetim Kurulu Üyesi ise

Vehbi Bey’in de damadı ise sporu seviyordur.’

Dolayısıyla biz onu bulalım. Yani orada böyle

nasıl şekillendiğini çok net hatırlamıyorum ama neticede biz bu işi ancak ‹nan Bey’e götürürsek

iyi olur sonucuna vardık. Aynı zamanda ticaretin, aynı zamanda reklamın da sorumlusu yani

resmi görevi. TOFAŞ sadece fabrika işlerini yapıyor, üretmekle meşgul. Ama bunları tanıtmak

satmak reklamını yapmak bayi ilişkilerini ticareti yönetmek de o sırada kurulmuş olan TOFAŞ

Oto Ticaret’in sorumluluğunda. Görevli olan kişi de hem Galatasaray Yönetim Kurulu Üyesi,

hem de Vehbi Bey’in de damadı. Ve çok iddialı bir adam. Ama ben daha o sıralara kadar

görmemiştim ‹nan Bey’i. Sonra, biz Kafkas’tan bir kestane şekeri yaptırdık. O sırada da

fabrikadan bir TOFAŞ SAS flaması yaptık. Flama, Kafkas şekeriyle birlikte gittik. Ben gittim

ama kim yanımda vardı bilmiyorum doğrusu. Neticede benim toplantım vardı, oraya gittik. O

sırada Stad ‹ş Hanı’ndaydı, Mecidiyeköy’de. Galatasaray stadının karşısında . Orası sonra

Otoyol Genel Müdürlüğü oldu. Orada ben ilk defa Ayşe Kurt ile tanıştım. Tabi Ayşe Kurt’un

öyle patronunun odasına herkesi sokan birisi olmadığını orada gördük. Dolayısıyla bizim

yaptığımız şey, yalnız kestane şekerini bıraktık, bayrağı bıraktık ve döndük. Bizi sokmadı çünkü

içeriye. Kapısından içeri giren TOFAŞ’ın müdürü de olsa, Ayşe çok dirayetli bir sekreterdi. Bizi

sokmadı oraya. Napalım tabi çok üzüldük. ‹nan Bey’i göremedik şimdi ne halt edeceğiz diye

düşünüyoruz. Gel zaman git zaman ‹nan Bey fabrikaya gelecek oldu, Bursa’ya. Dolayısıyla

orada fabrikada yakaladık ve ‹nan Bey’i ikna ettik, nasıl ikna ettikse. Dolayısıyla ‹nan Bey ile

tanıştık flamamızı verdik ve kendisinden cesaret verici bir mesaj aldık. O mesajı Erdoğan Bey

bekliyordu. Dolayısıyla Erdoğan Bey, ‹nan Bey’in de mutabakatını alınca bizi desteklemeye

başladı, mali bakımdan da. Sonra ikinci lig takımını kurduk, biraz transferler yaptık. Biz ikinci

olarak birinci lige çıktık. Yani hiç birinci olamıyoruz. Şekerspor birinci oldu, ondan sonra biz

ikinci olduk. Neticede birinci lige çıktık. Şimdi işler daha da karmaşıklaştı. Bu arada nasıl oldu

hatırlamıyorum ama TOFAŞ SAS Kulübü’nün bütçe onayı ‹nan Bey’den alınır oldu. Bu arada

‹nan Bey kadrosuna o kadar hakimdi ki. Bahattin Başoğlu onun mali işlerine bakıyor, ‹nan

Bey onay vermediyse 25 kuruş vermiyor sana. Yani 25 kuruş alabilmen için ‹nan Bey’in sana

25 kuruş al demesi lazım. ‹nan Bey al dediği zaman da Bahattin param yok demiyor. Böyle

bir insan. ‹llaki ‹nan Bey’den o kargaşa içerisinde o şartlar içerisinde o onayı alman lazım.

Dolayısıyla ‹nan Bey’den bir miktar para demek, Erdoğan Bey’den de bir miktar para demek

oluyordu. Böylece birinci lige çıktık. Birinci ligde ne oldu bilmiyorum ama o sırada ‹nan Bey bir

gün bana

‘Yalçın siz basketbolda iyi işler yapıyorsunuz. Ama Vehbi Bey güreşi ve Yaşar

Doğu’yu çok sever. Hayalinde Yaşar Doğu gibi Türkiye’yi temsil eden bir güreşçiye destek

olmak var. Bu konuyu bir düşün. Düşün, hatta yap’

dedi. Şimdi biz bu

‘yap’

lafını duyunca

paldır küldür bu işe karar verdik. O sırada öyle bir hale geldik ki yapamayacağımız şey yok.

Bu arada bir çok olaylar cereyan etti. Çünkü o sırada fabrikanın içinde sendikal ortamda,

kanuni hadiseler yoğun. Ama ne yaparsak iyi gidiyor. Bazı şeyler iyi gittiği zaman hep iyi gider.