Previous Page  78 / 226 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 78 / 226 Next Page
Page Background

77

ortada. Sonra ne yaptık

?

Ben Yalçın Granit’i tanıyorum. Eski hocam. O sırada Eczacıbaşı’nda antrenör olarak

çalışıyor. Önümüzde de bir tek şirket kulübü, numune olarak Eczacıbaşı var. Dolayısıyla her

işte yaptığımız gibi araştırmaya başladık. Hatta ben çok iyi hatırlıyorum yanımda birkaç kişi

ile birlikte Yalçın Granit’e Eczacıbaşı Spor Kulübü’ne gittik.

‘Bu işi nasıl yaparız, ne ederiz,

nedir bunun yolu yordamı

?

, diye konuştuk. Anladık ki biz transfer yapamıyoruz o sene.

Yani 74 yılı müsabakaları için değil ancak 75 senesindeki sezon için transfer yapabileceğiz.

‹stanbul temaslarımızdan, 1974 senesinde, basketbolda 2. Milli Lig’e çıkmak isteyen, kendini

hazırlayan çok fazla kulüp olmadığını tespit etmiştik. Yani bir boşluk var. Bir de biz artık tam

kulüp kuracağımız yetkiyi alırken,

‘yapın da göreyim’

diyen patronumuz Bernar Bey’in sözü

var. Biz bunu bir senet olarak kabul ettik. Tabi kurum ve kuruluşlarda bu kadar şakavari yemek

sırasındaki bir sohbetin ciddiye alınmaması gerektiğini biz sonradan öğrendik. Ama Allah’tan

öğrenmemişiz o sırada. Biz bu kulübü böyle bir çıkışla bu noktaya getirdik. Çünkü o sırada Koç

Grubu’nda sporla uğraşan hiç kimse yok. Çok fazla da makbul karşılanmıyor sporla uğraşan

fabrika yöneticileri. Bir örnek yok. Yani

‘iyi yapıyorsun’

diyen yok. Bir tek teşvik eden Bernar

Bey var. Bernar Bey de meğerse gençliğinde basketbol oynamış. Neticede biz bu kararı

verdik. Birol’la da konuşmaya başladık. Yani kulübün oluşmasında TOFAŞ’ın SAS ile birleşme

öncesinde de Birol’un önemli katkısı var. O sırada Hüseyin (Hüseyin Çetin) var, Hayri Abi’nin

yardımcısı rolünde. Birleşmeye formül arıyoruz.

Bu işin kolayı TOFAŞ Spor Kulübü’nü, SAS’la birleştirmek. TOFAŞ Kulübü, SAS’a katılacak

resmi olarak. SAS, TOFAŞ’a gelmeyecek. Dolayısıyla biz kararlar aldık, SAS Kulübü kararlar

aldı. Onlara garanti verdim. Dedim ki:

1- Yönetim kurulunda sizden insanlar olacak,

2- TOFAŞ SAS Kulübü ben burada çalıştığım sürece SAS kelimesini çıkartmayacak.

Yani SAS’ın ismi yaşayacak.

Böyle bir taahhüdüm oldu ve ben bunu sonuna kadar muhafaza ettim. Bütün herkesin aksi

lafına rağmen,

‘ya bu SAS kelimesi ne demek

?

diyenler, şaka yapanlar, yazı yazanlar,

karikatür yapanlar bile olmasına rağmen SAS kelimesi bizim unvanımızda hep yer aldı. Şimdi

baktığımız zaman, bir bütçesi yok, parası yok, pulu yok. 31 Ekim 1974’ de TOFAŞ SAS

doğdu. Ondan sonra işte hemen Bursa Şampiyonu olduk. Sonra da bölgesel şampiyona vardı.

orada da bizim en önemli rakibimiz ‹zmit Kağıtspor’du. O sırada da orada eski Darüşşafakalılar

oynuyordu. Kağıtspor hakikaten güçlü bir takım olarak çıktı. Bursa Atatürk Spor Salonu

açılmıştı. Zor bela onları yendik. Ama yenerken de göbeğimiz çatladı. Biz birleştikten sonra

ne yaptık

?

Ben Yalçın Abi’ye kimleri alabileceğimizi sordum. Bize Atila’nın ismini verdiler, bir

de ‹smail. Antalyalı ‹smail. Onlar Eczacıbaşı’nda eskiden oynayan oyuncular. Hatırlıyorum.

Hatta Atila’nın evine kadar gittim. Şişli’de arka sokaklarda bir yerdeydi. Dolayısıyla bizim

ilk transferlerimiz Atilla ve ‹smail oldu. Ondan sonra Birol oldu etti üç. Sonra ben eskiden

Amerikalılar’la çalıştığım için, Amerikalılar’da iyi basketbolcu olduğunu biliyorum. Karamürsel’e