Previous Page  137 / 226 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 137 / 226 Next Page
Page Background

136

bir eksiklik olarak görüyorum. Çok kuru bir yaklaşımla gitmekteyiz şu anda. Kurumlarımız buna

çok da fazla itibar etmiyor. Şunu kabul etmek lazım bazı kurumlar da ediyor, mesela Ülker. Bu

bakımdan çok ismini ortaya çıkartıyor. Efes’i kabul etmek lazım. Halen yıllardır ismini ortaya

çıkartıyor. Dolayısıyla bir takım kurumlar var ki bunu hala yapıyor.

En büyük ihracatçı, en büyük vergiyi ödeyen, en çok sosyal yardım yapan, en iyi arabayı

yapan, takımı şampiyon olan, ister araç yarışlarında olsun ister basket takımı olsun bir kurum

olmak çok önemli. Mesela biz reklama çıkmıştık. Beş dalda birinciyiz diye. Rallide Türkiye

Şampiyonu olmuştuk, baskette şampiyon olmuştuk, ihracat şampiyonuyduk, en fazla üretim

yapandık ve TOFAŞ’ın reklamları vardı o yıllarda yaptığımız. Biz TOFAŞ’ın yönetimi faaliyeti

ile spor takımının faaliyetini çok iç içe koymuştuk. Bugün çok da fazla bunun yapıldığına şahit

olmuyorum. Mehmet Okur’u Amerika’da gördükçe Mehmet Okur’un bizden yetiştiğini hatırla-

mamama imkan yok. Çok enteresan, havaalanında bir gün tam ben uçağa, yani havaalanına

giriyorum dış hatlardayım. Mehmet Okur çıktı anında geldi, eğildi tabi benim boyuma kadar

inebilmek için, öpüştük filan. Ne zaman bizim takımdaki çocuklarla karşılaşsam, her zaman

çok hürmet ederler, gördüğümüz zaman birbirimizi selamlarız. Tabi gittikçe az görüyoruz bir

birimizi ama bir devir yaşadık, farklı bir dönem. Benim için, ben öyle yorumluyorum, TOFAŞ’ın

o benim dönemimdeki parlaması benim açımdan farklı bir dönemdi, müthiş enteresan bir dö-

nemdi ve kapandı gitti. Benim açımdan öykü bu.