

127
TOFAŞ Eski Mali ‹şler Müdürü Sayın Bülent Sayar, 22 Haziran 2009 tarihinde ‹stanbul’da
yapılan söyleşide TOFAŞ Spor Kulübü ile ilgili şunları söylüyordu:
“TOFAŞ Spor Kulübü’ne en büyük katkı tartışmasız Yalçın ‹pbüken’indir. Artık isim babası mı,
doğuran ana mı, nedir, hepsi Yalçın ‹pbüken’dir. Yalçın ‹pbüken bu organizasyonu yapmıştır.
Gerekli kaynakları bulmak için çarpışmıştır. Şirketin o zamanki yöneticileri de o kaynakları
Yalçın Bey’e vermişlerdir. Ben kendi kafama göre söylüyorum. Tabi TOFAŞ o yıllarda bir
monopoldü. Renault ile beraber tek araba üreticisiydi. Adetler çok değil. Prosperity yani
refah yılları diyelim öyle bir dönemdi. Türkiye’de döviz krizi başlayana kadar böyleydi. ‹lk
71’de üretim başladı, 78-79’da dövizsizlik başladı. TOFAŞ SAS’ın kuruluşu da 1973-74
yılları. O yıllar bir prosperity dönemi. Şimdi daha zor. Çünkü sanayi ve ticaret Türkiye’de
bir kurtlar kavgası, rekabet korkunç düzeyde. O rahatlık içinde bu yapıldı. Benim görüşüm
sporun imkânı olan, büyük sanayi şirketleri tarafından sponsorize edilmesiydi o dönemde.
Şimdiki sponsorlukta, bence bir nüans var. Bugünkü sponsorluk daha ziyade benim mal satışımı
artırmak tarzında, ticari gibi. Halbuki o yıllarda seni devlet destekliyor bir sanayi şirketi olarak.
Sen de bir anlamda bir vatan görevi, bir sosyal sorumluluk duygusu ile sporu desteklemen
gerekiyor. O yıllarda biraz daha öyleydi. Sanıyorum TOFAŞ olarak o sponsorluğu verirken
veya TOFAŞ Kulübü’nü kurarken yok bizim satışlarımız 15.000 arabadan 30.000 arabaya
çıksın tarzında değildik. Sanki bu biraz vatan görevi gibiydi. Ben öyle görüyorum o yıllardaki
TOFAŞ SAS olayını. TOFAŞ SAS Bursa’da bir simgeydi ve her zaman daha öndeydi. Bunun
bir numaralı kişisi Yalçın ‹pbüken’dir. Yılmadan, Erdoğan Bey’le kavga ederek, benimle kavga
ederek, bu fonları temin ettirdi. TOFAŞ SAS’ın kuruluşu bence bu. Bir kere daha söylüyorum
benim görüşüme göre o gün TOFAŞ’ın kuruluşu kesinlikle bugün Ülker’in Fenerbahçe’ye verdiği
sponsorlukla ilgisi yoktur. O günkü, sanki sporun gelişmesi için, bir sanayi şirketinin desteğidir.
O gün o havada yapıldı. Profesyonelce değil daha amatörce yapıldı. Ben kişi olarak o
dönemlerde iki önemli branşla çok yakından ilgilendim. Şahıs olarak bütün sporların hepsini
çok severim. Briçi de çok severim, basketbolu da çok severim. Biraz oynadım da. O kadar
severim ki, TOFAŞ Genel Müdürlüğü’nde biz 50 kişiydik ‹stanbul’da. Bunun belki de yarısından
fazlası bayandı. O 25 kişi içinden ben bir basketbol takımı yarattım. ‹şte Selçuk Öncer gibi
sporcu, futbolcu ama basketbolu bilmeyen, hayatında oynamamış, Mert Biliroğlu gibi bir faul
makinesine rağmen bir basketbol takımı yarattık. ‹stanbul’da sanayi ligi düzenledik ve biz de
TOFAŞ adıyla oynadık, SAS değil TOFAŞ. Bu tarzda etkinliklerimiz oldu. Böyle olan biri olarak
da Bursa’ya da elimizden geldiği kadar yardımcı olduk. ‹şte kulübe birtakım gelir kaynakları
sağladık. Güreşte sanıyorum basketboldan daha çok katkım olmuştur. Gayriresmi yönetici ve
idareci olarak birkaç tane turnuvaya gittik. Yalçın Bey ile çok güzel günlerimiz geçti.
BÜLENT SAYAR