

148
I. Lig’deki ilk senemiz tabi yapılan transferle birlikte biraz daha ses getirir gibi oldu. Yanlış
hatırlamıyorsam 7. olduk. Ondan sonraki sezon çok daha iddialı bir kadro kuruldu. O kadronun
içerisinde de Kotarac ve Zeki Tosun gibi isimler vardı.. Gene kıl payı kaçırdık Şampiyonluğu.
Spor kulübü olarak kuruluş planlamasını iyi yaptık. Voleybolda, güreşte, atletizmde de
iddialı başladık. Atletizmde Sermet Timurlenk’i, Ekrem Özdamar’ı, Nurullah ‹vak’ı transfer ettik.
Ama sonradan bizim beklentilerimiz, kulübün beklentileri ve sporcuların davranışları yan yana
gelemedi. Biz adamı kamp yapsın diye Uludağ’a gönderiyorduk. Sonra otelden bilmem ne
kadar içki faturası çıkıyordu. Böyle olunca Yalçın Bey’in sinirden tepesi atıyor adeta duman
çıkıyordu.
Voleybolda kurduğumuz kadro en üst düzeyde sporcular ama artık emeklilik yaşına
gelenlerdi. Herkes bizim 1. Lig’e çıkacağımızı bekliyordu. Bursa Şampiyonluğu için Oyak
Renault ile oynadık. O da unutulmaz bir maçtır. Bizden önce Merinos-Mensucat maçı vardı.
O maçta servis gitti geldi. Saat 23. 00 oldu maç bitmedi. Oyak Renault maçı başladığında
23.30’du. ‹lk iki seti aldık. 3. sette 14-0 öndeydik, oradan seti kaybettik. Maçı da 3-2 verdik.
Yalçın Abi,
‘Voleybolu kapatalım’
dedi. Mehmet Akpınar var, Sait Bademlioğlu var takımın
başında. Oturduk tartıştık. Şunu söylemeliyim. O toplantı TOFAŞ’taki en demokratik toplantıydı.
Herkes fikrini söyledi. Sonunda devamına karar verildi. Toplantıda Yalçın Bey,
‘O zaman şu
voleybolcularla da ilgilen’
dedi. Voleybol şubesi de benim sorumluluğuma geçti. Bu arada
Ersin Taş bizden ayrıldı. Siemens’e gitti. Spora daha çok zaman ayırıyordum yani biraz da
psikolojik olarak yapıyordum. Çünkü satın almada yeni oluşumlar olmaya başladı. Kendi
kendime, satın almada tepeme birileri gelecek diye düşünüyor ve spora ağırlık veriyordum..
Derken Yalçın Abi bir gün
‘Ya tamam sen kararını ver, ne düşünüyorsan söyle. Ya kulübün
başına geç ya da satın almaya dön. Çünkü Kaynak Bey de rahatsız’
dedi. Ben de kulübü
seçtim. Genel Sekreterliğe getirildik. Voleybol şube sorumlusu da olsam futbol şube sorumlusu
da olsam diğer branşlarla hepsiyle iç içeydim. O geçiş sonuna kadar da sürdü. Bu arada
Ersin’in tekrar dönüşünü de sağladık. Ben Mudanya’ya gittim. Ersin’i ikna ettik ve aramıza
döndü. Külüpte sistem oturmuştu. Her türlü zorluğa hazırlıyken.1980 yılıydı galiba… Heger’in
bulunduğu dönem. Heger’in o günkü koşullarda 100 bin dolarlık bir sözleşmesi vardı. Kulübe
de bayağı yük getiriyordu. Biraz da krize yakalanmak üzereydik. O krize girmeden gene kendi
Yalçın ‹pbüken, Cevat Soydaş ve Nedim Karakaş (solda)