Previous Page  154 / 226 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 154 / 226 Next Page
Page Background

153

“Sporculuk hayatıma 1974 yılında Fenerbahçe altyapısında basketbol oynayarak

başladım.1984’te aynı kulübün A Takımı’na yükseldim. Aileden Fenerbahçeli’ydik. Babam

Sadi Teziç, Fenerbahçe’nin eski futbolcusu ve yöneticilerindendi. Aktif basketbolculuğum sona

erdiğinde de Fenerbahçe altyapısından başlayarak yöneticilik yaptım. Bu süreçte ‹stanbul

Üniversitesi Fen Fakültesi Jeofizik Bölümü’nde önlisans eğitimi alırken Spor Akademisi’ne

geçtim.1991 yılına kadar Fenerbahçe’nin basketbolda yaşadığı ilk şampiyonluğa kadar

Fenerbahçe’de kaldım.

Fenerbahçe’nin şampiyon olduğu yıl, finali TOFAŞ ile oynadık. Benim TOFAŞ’la tanışmam,

daha doğrusu ilk etkilenmem bu maçın ardından oldu. TOFAŞ’ın şu anki başkanı Efe Aydan

takımın kaptanıydı. Fenerbahçe’nin yöneticisi olarak Efe’ye, Fener’in takım kaptanı Necdet

Ronabar’la birlikte TOFAŞ’tan 1 yılda aldığı paranın tümünü ilk peşinat olarak günlük çekle

ödenmek üzere transfer teklifinde bulunduk. Efe o gün beni etkileyen ve sporcu ahlakı açısından

örnek olarak gösterdiğim konuşmayı yaptı. Efe,

‘TOFAŞ benim için çok önemli ve değerli.

Ben onlara bir söz verdim. Bu sözümün arkasında durmakla mükellefim’

dedi. Efe’nin sözleri

hem kendisine hem de TOFAŞ’a olan saygımı arttırmıştı. Büyük parayı TOFAŞ’a verdiği söz

nedeniyle geri çeviren bir basketbolcu ve kaptanına bu özgüveni veren bir kulüple yüzlemiştik.

1992 yılında Turgay Demirel başkanlığındaki Basketbol Federasyonu’nun ilk elemanlarından

biri oldum. ‹dari koordinatör yardımcısı olarak göreve başladım. 1992-2002 arasında aralıksız

10 yıl milli takımda görev yaptım. Türk Basketbolu’nun çıkış yaşadığı, Avrupa ‹kinciliğine ulaştığı

bir döneme tanıklık ettim. Efe Aydan da aktif sporculuk yaşamının ardından 1993 yılında

aramıza katıldı. Basketbol Federasyonu ‹dari Koordinatörü oldu. Efe ile 1 yıl birlikte çalıştık. Efe

Aydan ile daha önce ağabey-kardeş ilişkimiz vardı. Federasyonda çalışırken birbirimizi daha

iyi tanıma fırsatı bulduk. Sporcu kişiliğinden etkilenmemek zaten mümkün değildi. Kendisine

duyduğum saygı daha da arttı. TOFAŞ hakkında ondan duyduklarım gözlemlerimle TOFAŞ’a

çok daha geniş bir sempati yelpazesinde bakışımı geliştirdi. 1993’te Ülker’in kuruluşu ile

burada genel sekreter olarak görev aldım. Basketbol Milli Takımı’ndaki görevimden değil

ama Federasyon’daki görevimden ayrıldım, Ülker’de genel sekreter olarak işbaşı yaptım. Efe

Aydan’da 1994-1995 sezonunda TOFAŞ’a A takımı Menajeri olarak geri döndü.

1996 yılında Efe ile söyleşirken bir ara bana,

‘‹kimiz aynı yerde olalım. Ya sen buraya gel

ya da ben oraya geleyim’

demişti. Bu sözleri de beni çok etkilemişti. Ülker’in genel menejer

arayışları vardı. Ülker üst yönetimine konuyu açtım. Çok sıcak baktılar ve 1996’nın Mayıs’ında

Ülkerspor Başkanı Orhan Özokur’un Kanlıca’daki yazlık evinin balkonunda oturduk. Olay

yüzde 90 tamamlanmış görünüyordu ama bu gelişme 3-4 gün içinde başka bir boyuta çekildi

COŞKUN TEZ‹Ç

TOFAŞ Basketbol Takımı ‹dari Koordinatörü Sayın Coşkun Teziç, 2 Temmuz 2009 tarihinde

Bursa’da yapılan söyleşide TOFAŞ Spor Kulübü ile ilgili şunları söylüyordu: