Previous Page  155 / 226 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 155 / 226 Next Page
Page Background

154

ve Efe’nin Ülker’e transferi gerçekleşmedi. Bu tablo ortaya çıkınca bu kez Efe bana,

‘Sen

TOFAŞ’a gel’

dedi. TOFAŞ Genel Müdürlüğü’nde Sayın Nezih Olcay’ın da bulunduğu 5.

kattaki toplantı odasında TOFAŞ yönetimi ile ilk resmi tanışmamda transferim gerçekleşti. 1

Temmuz 1996’da resmen TOFAŞ’taydım ve ‹stanbul dışında ilk kez görev yapmaya başladım.

2-3 ay sıkıntıları yaşadım. Bu dönemde Efe Aydan’ın çok büyük desteği oldu. Kulüp Başkanı

Sayın Ersin Taş’ın katkılarını unutamam. TOFAŞ’ın içine girdikçe ne kadar doğru karar

verdiğimi gördüm. Misyonu, vizyonu, yönetim anlayışı o güne kadar gördüğüm örneklerin çok

ötesindeydi. Altyapıya, sporcuya verilen değer, profesyonel duruş çok netti. Bunun ötesinde

derin bir gönül bağı ile TOFAŞ ruhu geliştirilmişti.

1996-1997 sezonu hefelerimizi Türkiye Ligi’nde ilk 4 sırada bitirmek, Koraç Kupası’nda final

oynamak olarak belirledik. Bunlara ulaştık. Koraç’ta şampiyonluk hedeflememiştik. Benetton o

kupada mücadele ediyordu. Mevcut kadrosu, organizasyon yeteneği ile kupayı kolay kolay

bırakmayacağı ortadaydı. Bunu dikkate alarak final oynamayı hedef olarak belirledik ama

bir sürpriz gerçekleşti. Benetton’u eleyen Aris, finalde rakibimiz oldu. Yunan ekibini kendi

evinde 11 sayıyla yenmemize rağmen Bursa’da 18 sayı farkla yenilerek kupayı kaybettik

ama final oynama hedefimize ulaştık.Ligi de 4. sırada tamamlayınca 2 büyük hedefimizi

gerçekleştirdik. Bir Avrupa Kupası Finali’nin Bursa’da oynanması şehri ve TOFAŞ yönetimini

motive etmişti. Beklenti yükselmişti. O dönemin TOFAŞ CEO’su Sayın Jan Nahum, şampiyonluk

olarak belirlediği hedefe ulaşmak için kolları sıvadık. David Rivers gibi bir oyuncunun TOFAŞ’a

transferinden öte Türkiye’ye, Türk Basketbol seyircisine böyle bir büyük yıldızı seyretme imkanının

verilmesi TOFAŞ için büyük başarıydı. Bu süreçte bence David Rivers gibi bir oyuncunun

TOFAŞ’a transferi, TOFAŞ’a transferinden öte Türkiye’ye, Türk Basketbol seyircisine böyle bir

yıldızı seyretme imkanı kazandırılması bence bu kulübün en önemli başarılarından biridir. Çok

zorlu bir transfer süreci yaşandı. Çok basit bir örnek vermek gerekirse o dönemde David Rivers

‹talya’da oturuyordu. ‹talya’da oturduğu ev yaklaşık 14-15 dönüm bir arazi içinde küçük bir

şato şeklindeydi. Rivers’in böyle bir lüksü bırakıp Bursa’da mütavazı bir villada oturacağına hiç

kimse ihtimal dahi vermiyordu. Rivers’ı transfer etmeyi kimse denememişti. Ama biz denedik ve

3 yıllığına TOFAŞ’a imzayı attı. 2 yıl üst üstte şampiyon olmamızın önemli aktörlerinden biriydi.

2000 yılının Haziran ayında, şampiyon olduktan yaklaşık 1 hafta sonra tüm spor kamuoyonu

ve basketbolunu da çok ciddi anlamda etkileyen, ligden çekilme kararıyla bir anda kendimizi

bir boşlukta bulduk. Bu kararın ardından esas süreç başlıyordu. Bir basketbol profesyoneli

olarak aklınıza bundan sonra ne yapacağınız geliyor. Arayışlara girmek istiyorsunuz ama

TOFAŞ’taki sağlam gönül bağı sizi bağlıyordu. Efe de, ben de kesinlikle ayrılmak istemiyorduk.

TOFAŞ’ta basketbolu yaşatmak bir yere getirmek en büyük arzumuzdu. Kulüp dışında geçen

1 hafta sonunda o dönemin TOFAŞ Dış ‹lişkiler Direktörü Sayın Nezih Olcay benimle

konuşmak istediğini söyledi. ‹stanbul’daki odasına girdim. Kendimi tutamayıp hüngür hüngür

ağlamaya başlamıştım. Bunu kendime yakıştıramıyordum ama daha da fazla bağırarak

ağlamak istiyordum. Bir tür deşarj olmak istemekti belki de bu halim. Nezih Bey,

‘Git camın