

140
|
BASINDA 41 YILLIKYOLCULUĞUNÖYKÜSÜ : BURSAHAKİMİYET
|
Vicdan var, Can var, Nurinisa var, Banu var, Hakan ve Utku
var. Benlihan var. Nilgün vardı bir de. Başkaları da var. Ama
en çok Aykan Uzoğuz var. Bu adam bir canavar. Öyle bir ba-
ğırıyor ki. Bir de kalemi çok kuvvetli, çok komik. Aykan Bey
hayatımda benimle konuşan ilk keçi sakallı insan. Sanki her
an yakasında bir karanfil var gibi. Ben bir tamirhanecinin oğ-
luyum, bu adam Prens Charles’ın golf arkadaşı.
Arzu Yılmaz var. Arzu beni çok seviyor. Hatta bir
keresinde köşesine konuk olarak çağırıyor. Gaze-
tedeki en solcu insan o gibi, bir de matrak.
Heavy Metal ile ilgili bir yazı dizisi hazırlıyorum.
Adı Megadeth’in bir albümünden: “Artık Efendi-
lik Yok.” Aykan Uzoğuz nasılsa reklam yapılması-
na izin veriyor ve bu tuhaf başlık Bursa’daki ilan
panolarını dolduruyor.
Mecit var bir de. Alt katta, atölyede çalışıyor. Me-
cit bir role model benim için. Her zaman uzak-
lara bakan, gülümsemesi eksik olmayan bir der-
viş. Ona aşık olduğum bir kızı anlatıyorum. Beni
dinliyor. Bir psikolog gibi, hiçbir şey söylemeden
dinliyor.
Renk ayrımı diye bir yer var, karanlık oda ve dizgi bölümle-
ri var. Üst katta sürekli çalışan bir teleks makinesi var.
Sonra diyorlar ki, bilgisayar alınacak ve buna bir servet har-
canacak. Herkes homurdanıyor, “Önce maaş” diyenler oluyor.
Ama bilgisayar bir şekilde hayatımıza giriyor. Gürültülü dak-
tilolar bir yıldan kısa bir sürede sonsuza dek hayatımızdan çı-
kıyor.
Herkesten çok, bir de Yılmaz Akkılıç var. Bana “de”leri ve soru
Banu Demirağ, Benlihan Ay, Vicdan
Kayır, Erol Nural