

136
|
BASINDA 41 YILLIKYOLCULUĞUNÖYKÜSÜ : BURSAHAKİMİYET
|
O zamanlar Zeki Alasya - Metin Akpınar’ın Show TV’de ya-
yınlanan Zeki-Metince programına skeç yollamaya başlamış-
tım. Bilgisayar, e-posta falan olmadığı için yazdıklarımı bir
zarfın içine koyup PTT’den APS’yle yolluyordum. Sonra bir
gün gazetenin faks cihazını keşfettim. Kağıdı buradan takıyor-
dun, öbür taraftan çıkıyor muydu yani? Bu resmen teknolojik
bir devrimdi!
Hasılı daha büyümemiştik, hayat bize güzeldi. Sevdiğimiz işi
yapıyorduk, çokça eğleniyorduk, e daha ne!
Bursa Hakimiyet olarak bıraktığım gazeteme yıllar sonra Bur-
sa 2000 olarak döndüm. İnsana haliyle tuhaf geliyordu, bu ne
ya Tekel 2000 gibi, 2001’e girince gazetenin ismi de değişecek
mi gibi geyikler gırla gidiyordu. Neyse ki yanlıştan bir süre
sonra dönüldü de “Bursa Hakimiyet” isminin dönüşü muhte-
şem oldu.
O naif, amatör, eğlenceli günler bitmişti. Artık günlük köşe ya-
zısı yazıyordum. Yine mizahi tonda ama ister istemez günlük
köşe ciddiyetinden çok fazla uzaklaşamıyordum. Bugünlere
dair çok fazla anım yok. Zira gazeteye gidip gelmiyor, yazı-
larımı dışarıdan yolluyordum. Bursa Hakimiyet’te başlayan
Bursa basını serüvenimi yine bir gün şartlar olgunlaştığında
Bursa Hakimiyet’te bitirdim.
Bir okul gibiydi gazete benim için. Çok güzel zamanlarım geç-
ti, bana çok şey kattı, öğretti, çok güzel dostluklar kazandırdı.
Nice yıllara sevgili gazetem, ömrün su gibi olsun.
Bu arada Armağan Gerçeksi, Aykan Uzoğuz, Serdar Gilkal.
Üçü de Hakk’ın rahmetine kavuştu. Mekanları cennet olsun.
Zeki Alasya, Metin Akpınar