|
57
|
BASINDA 41 YILLIKYOLCULUĞUNÖYKÜSÜ : BURSAHAKİMİYET
ne, bir yüzbaşı, sonra üsteğmen, sonra bir astsubay aldı. Şimdi
bir gün yine beni aradılar, gazetenin satışı durdurulmuş. Kim
durdurmuş? Astsubay durdurmuş. Neden durdurmuş? Başlı-
ğımızı beğenmemiş.
Neymiş başlığımız, (geldik tabii biz gece yarısı gazeteye) ‘Ev-
ren: DEMOKRASİYE DÖNÜLECEK’ diye bir başlık.
Mehmet Volkan’ı fena halde fırçalamış. ‘Kim bu Evren? O bir
Milli Güvenlik Kurulu Başkanı, Devlet Başkanımız. Sayın Ke-
nan Evren yazacaksınız’ demiş başçavuş.
Anlatıyoruz ‘Kardeşim bak başlık böyle olacak. Senin dediğin
de doğru ama bir dilekçe değil, gazete başlığı. Bak Hürriyet’te
de bir haber var, orada Evren’ diyor. O gün ben çözüm ola-
rak ‘koymayacağım ben bu haberi çıkartacağım’ dedim. İzin
verecek misiniz, dedim. ‘Niye çıkarıyorsun?’ dedi. ‘Siz böyle
dediğiniz için haberi çıkarıyorum ben, koymayacağım. Ben
istediğim haberi koyarım istediğim haberi koymam’ dedim.
Bir başka ilginç olay da Cumhur Tek’er diye bir albay vardı. Bir
haber mi, ilan mı tam anımsamıyorum. Adı yazılırken Cum-
hur Tek’er, yerine Cumhur Teker yazılmış. Bu da büyük sorun
oldu. Bunları da yaşadık yani.
Böyle çok ilginç şeyler oldu. En son bir kere kurmay başka-
nı çağırdı. Saatlerce beni tek kişilik odada tuttular. Ardından
adam beni fırçaladı. Bir haberi biz yanlış yer vermişiz. ‘Doğru
yaz da görelim’ diyor ve gazeteyi fırlatıyor yerlere, parçalıyor.
Ben ayakta duruyorum.
Bunları da yaşadık, az bir şey değil. Ne diyeceksin, bir tarafta
gazete var, insanlar var, ekmek parası, gazete çıkacak. Yazarlar
var, gazetede. Ama tüm sıkıntılara rağmen her şey gününde
ödenirdi. Yine her zaman tabii kaderimiz bu. Evde de tam ka-
Necati Zincirkıran