38
|
BASINDA 41 YILLIKYOLCULUĞUNÖYKÜSÜ : BURSAHAKİMİYET
|
Şimdi benim hiç aklım kesmedi. O sırada Çelik Palas’ta ka-
lıyorum. Çelik Palas da kalmakta yine maliyetli bir şey. Bu
arada benim mali konular konuşulmaya başlandı. Sana iyi
bir maaş düzenleriz, iyi bir pozisyon düzenleriz, şunu yaparız,
bunu yaparız diyorlar.
Orada araya Sırrı Köprülü devreye girdi. ‘Ne kadar iyi bir po-
zisyon vereceksiniz arkadaşa?’ diye sordu. Çünkü Sırrı abi
Bursa’da şirketçiliği öğretmiş, şirketler kurmuş, başlarına ge-
nel müdürler bulmuş.
Kınacı ‘İşte bizim için uygun bir rakam şu, ev kirasını verelim.
Biraz kirası uygun bir yerde’ dedi.
Sırrı abi, ‘o dediğin uygun yer olmayacak. Bu arkadaş burada
çalışırsa, Çekirge semtinde, güzel bir apartmanda oturacak.’
dedi. Sonunda benim ödeneklerim, maaşım, kiram hepsi. O
kadar halloldu, ben hala düşüneyim, diyorum.
Çünkü evim İzmir’de, Semra İzmir’de, çocuklar İzmir’de. Ney-
se artık gece yarısı, açtım Semra’ya telefonu. Böyle bu iş değişti,
sen toplanıyorsun, Bursa’ya geliyorsun. Sen bu işe ne diyor-
sun? Semra ‘İnsanın, doğduğu değil doyduğu yer memleke-
tidir.’ dedi. İşte bir gecede bizim hayatımızın değişti, yeni bir
hayat başladı o gece yani.
10 Kasım 1974 gecesi. Ben 10 Kasım’dan sonra, şubatın ilk
haftasına kadar Çelik Palas’ta kaldım. Ve çocuklar okula gidi-
yordu, İzmir’de. Semra Hanım şubat ayında geldi. Ailece Çelik
Palas’a yerleştik. Güzel suit bir daireye. On beş gün sonra da
eve geçtik. Evin ilk kiracısı bizdik. Turgut Arınel’in eviydi.
Bu işin bir de başka tarafı var. Bursa’ya geliyorsun, bir gazete
çıkarıyorsun. Seni tam yetkiyle her şeyin tepesine koyuyorlar.
İmza yetkisi bende, şirketin bütün parası benim kalemimin
ucunda.
Saruhan Ayber Bursa Hakimiyet’in
ilk sayısını incelerken