36
|
BASINDA 41 YILLIKYOLCULUĞUNÖYKÜSÜ : BURSAHAKİMİYET
|
lım, diye. Reklam ajansları olsun. Reklamcılık eğitimi yapalım,
dedim Bursa’da. Arıpınar ‘Doğru söylüyorsun’ dedi. O yüzden
reklamcılık eğitimine başladık. Bursa’da Bursa gazeteciliği
yaptık. Kriterler koymaya başladık, Bursa’da. Çünkü bunlar
bir gazete yaptılar, yani gazete basılıyor, çıkıyor. Bir İstanbul
gazetesinde ne haber varsa, bunlarda
da var. Ne alaka, kel alaka. Biz Bursa
gazetesi yapıyoruz. Bu haberler elbet-
te olsun, Bursalılar merak eder. Ama,
bu gazetede en az bin tane Bursalı’nın
adı geçecek, her gün diyorum.
Herkes böyle yüzüme bakıyor. Nasıl
geçer bu, böyle geçer. Bunlara anlata
anlata, işte röportaj konuları, haber
konuları. Hani bir de şeydi ya, aslında
bu yerel gazetecilikler bir laboratuvar
gibiydi.
Orada yapılan birçok şey ilk defa ya-
pılıyor, Türkiye’de. İlk kez yapılıyor-
du. Yerel reklam çalışmaları yapılıyor-
du. Necati Zincirkıran’ın birçok yakın ahbabının kız kardeşi
bize reklammüdürü geldi. Türkan Soysal’dı. İstanbul’dan geldi.
Ben bunlara tarif ettim. Laf etmesini bilen birisiydi. Onlardan
birini gönderdi bana. Ama bizim istediğimiz gibi olmadı. Son-
ra zaten reklam müdürlüğüne bizim Aykan Uzoğuz geldi. Ay-
kan’dan, Mehmet Volkan’a gitti. Böyle el değiştirdi. Ama me-
sela yerel bir gazetede, nasıl bir reklam alınması, bir reklamın
nasıl sağlaması, reklam şirketleriyle ilişkilerinin nasıl olması.
Bunların hepsi başlı başına konulardı.
Türkiye’de küçük ilanları herkes zanneder ki Hürriyet ilk kez
yapmıştır. Halbuki ilk yapan Yeni Asır’dır. İkinci yapan da
Enver Ayhan, İlkay Somer,
Hüseyin Çine, Saruhan Ayber