

U L U D A Ğ Ü N İ V E R S İ T E S İ ’ N İ K U R A N D E R N E K
81
o zaman gelir, aksi halde İstanbul’da öğrenime devam eder”
deyip kesip
attı. Ona dilimizin döndüğü kadar
“Devlet Hastanesi’nin bir bölge hastanesi
olduğunun Bakanlığın kolay kolay Devlet Hastanesi’ni Tıp Fakültesi’ne
vermeyeceğini anlattık”
fakat ikna edemedik. Bu konuşmaları izleyen mer-
hum Hayri Terzioğlu bana
“Bu adamın Tıp Fakültesi’ni Bursa’ya getirmeye
niyetli olmadığı görülüyor”
dedi.
Üniversite Kurma Derneği üyeleri yaptığımız toplantıda
“Ne pahasına
olursa olsun Bursa Tıp Fakültesi’ni Bursa’ya nakletmeye”
karar verdik. Ve
Tıp Fakültesi için münasip bir yer aramaya başladık. Sonunda şehrin doğu-
sunda kurulu bulunan Verem Hastanesi’nin münasip olacağı kanaatine vardık.
Bunun gerçekleşmesi içinde Ankara’nın yolunu tuttuk. Ferruh Ulukardeşler’in
Mercedes otosu ile Ankara’ya giderken Sivrihisar yakınlarında gece yarısı özel
bir oto ile çarpıştık. Otomobilin ön kısmında Ferruh Ulukardeşler’le ben oturu-
yordum. Farları üzerimize gelen oto ile çarpışmamız sonunda ufak tefek yaralar
aldık. En büyük yarayı da kafamın aynayı kırması ile ben aldım. İki otomobilde
ağır hasara uğramıştı. Hepimiz Sivrihisar Hastanesi’ne gittik. Hastanenin tek
doktoru yaralarımızı sardı.
Jandarma Astsubay da ifadelerimizi aldı. Bize çarpan oto AP İlçe Başka-
nı’na aitmiş, yeni almış. Arabayı kullanan kardeşi köylerine gidiyormuş geçe-
rim umudu ile sola sapmış, ifadelerimiz alındı. Doktora
“Hayati tehlike var
mı?”
diye sorduk
“Yok ama bu gece yatsanız fena olmaz”
dedi ve başımdan
yaralı olduğum için bana
“Sizin yatmanız daha doğru”
dedi. Fakat biz buna
rağmen yola devam etmeye karar verdik. Çünkü ertesi gün için İhsan Sabri
Çağlayangil ve Dr. İbrahim Öktem ile mecliste randevumuz vardı. Bir taksiye
atlayıp Ankara’ya devam ederken Ferruh Ulukardeş çarpılan arabasını Bur-
sa’ya göndermek için kamyon aramaya başladı.
Ertesi sabah biz daha kalkmadan Ferruh Ulukardeşler otele geldi. Ama-
cımız Adalet Partili İhsan Sabri Çağlayangil ile CHP’li Dr. İbrahim Öktem’i
yan yana getirip, Sağlık Bakanı Kemal Demir’den Verem Hastanesi’ni Tıp Fa-
kültesi’ne vermesini temindi. Yolda geçirdiğimiz trafik kazası hariç Ankara’da
işler umduğumuzdan da çok çabuk ve yolunda gitti. Çağlayangil ve Dr. Öktem
konuyu bildiklerinden hemen teşebbüse geçtiler. Bakan Dr. Kemal Demirel ile
telefonda görüştüler ve bize
“Sağlık Bakanlığı’na gidin, Müsteşar Cemal
Bey’i görün, sizi bekliyor”
dediler.
Sağlık Bakanlığı’na gittiğimiz zaman müsteşar bizi hemen kabul etti ve
“Mukaveleyi hazırlatıyorum, öğleden sonra gelin imza edelim”
dedi. Doğ-
ruyu söylemek gerekirse biz Verem Hastanesi’ni bu kadar kolay, Tıp Fakülte-
si’ne tahsis edileceğini ummuyorduk.