

U L U D A Ğ Ü N İ V E R S İ T E S İ ’ N İ K U R A N D E R N E K
78
Dernek olarak Tıp Fakültesi binalarının proje yarışmasını düzenledik. Bu
projeyi kazanan Mimar Sezer Aygen’dir. Projelerini dernek olarak bugünkü
Devlet Tiyatrosu’nun önündeki galeride Bursa halkına tanıttık. 1976 yılında
o zamanın Başbakanı Sayın Süleyman Demirel, Görükle’ye temel atma töreni
için geldiler. Görükle’deki araziyi ilk satın alan derneğimizdir. Yani üniversite
teşekkül etmeden, bir şahsiyet kazanmadan, henüz daha üniversite yasası yok
iken, biz dernek olarak başkanımız rahmetli Osman Aktan önderliğinde bir yer
aldık. Kendisi Tapu Sicil Müdürü’ydü, bu sebeple arazi işlerini iyi bilen bir
insandı. Topladığımız yardımlarla Görükle’de şu anda kampüs olarak bilinen
yeri önce biz tespit etmiştik. Ve orada aşağı yukarı 100 küsur dönüm yer aldık.
140,000 bin TL topladık ve üniversiteye intikal etti. Üniversite teşekkül ettikten
sonra kendi bütçesinde kamulaştırma yaptı ve kampüsü oluşturdu. Sırasıyla
bir taraftan binalar yapıldı, bir taraftan yeni fakülteler açıldı. Bilindiği gibi Tıp
Fakültesi, eski fakülte binasında, Ziraat Fakültesi ve İktisadi Bilimler Fakültesi
Ziraat Okulunun ek binasında ve Hava Motoru Araçları Okulu’nun bahçesine
kurulan prefabrik barakalarda öğrenim ve öğretim faaliyetlerini sürdürdü. Bi-
naları daha sonra yapıldı ve fakülteler sırasıyla Görükle’ye taşındı. Daha sonra
çıkarılan kanunla Bursa Üniversitesi’nin adı Uludağ Üniversitesi olarak de-
ğiştirildi. Ziraat Fakültesi’nin kurulması sırasında Devlet Planlama Teşkilatı
Ziraat Fakültelerinin gereğinden fazla olması sebebiyle Ziraat Fakültesinin ku-
rulmasına karşı çıkıyordu. Zamanın Rektörü Sayın Nihat Balkır, kendisi ikinci
rektördü ve seçimle başa gelmiştir, hem dostum hem komşumdu. İlişkilerimiz
aynı zamanda dernek münasebetiyle çok yoğundu. Devlet Planlama Teşki-
latı’ndaki bu sorunu nasıl aşabiliriz diye benden ricada bulunmuştu. Ben de
DPT’deki arkadaşlarımla görüşerek Ziraat Fakültesi ile ilgili kuruluş formalite-
lerinin tamamlanması için onay almıştım.
Üniversitemiz çığ gibi büyüdü ve tam teşekküllü bir hale geldikten sonra
dernek olarak kendimizi fes ettik. Yani bizim gayemiz üniversitemizin kurul-
masını sağlamak ve başlangıçta yaşayabilmesi için gerekli ortamı hazırlamaktı.
Biz dernek olarak çevremizden, sivil toplum örgütlerinden, Bursa basınından
çok yakın destek gördük. Zaten derneğin kurulunda görev alan arkadaşlar ola-
rak biz Baro, Ticaret Odası, Gazeteciler Cemiyeti gibi o günün önde gelen sivil
toplum örgütleriyle birlikte çalışıyorduk. Yönetimimizde o kurum ve kuruluş-
lardan temsilciler vardı. Kamuoyundan da maddi-manevi büyük destek gördük.
Halkta büyük bir heyecan vardı. Bursa biliyorsunuz tarihi engin, sosyal ve eko-
nomik potansiyeli yüksek, Osmanlı Devleti’ne başkentlik yapmış ve üniversi-
tenin kuruluş yıllarında büyük bir sanayileşmeye sahne olmuş bir ilimizdir.
Ayrıca turizm, kültür, sanat yönünden çok gelişmiş bir ilimizdir. O yüz-
den halkımızda büyük bir heyecan vardı, ilgi vardı. Biliyorsunuz ilk Darüşşifa