

U L U D A Ğ Ü N İ V E R S İ T E S İ ’ N İ K U R A N D E R N E K
104
bulunduğum daireme geldi. Elinde bastonuyla.
“Recai! Seni döveceğim!”
dedi.
“Hayrola sayın rektörüm?”
dedim. Dedi ki
“Bu villayı bana vereceksiniz.”
“Hayrola. Benim villam yok”
dedim. O da
“Bu, Rıza Biçen’in villası. Ta-
mamıyla adam senin gözüne bakıyor. Recai ver dese, vereceğim, der gibi!”
dedi.
(Rıza Biçen’e ait, Çelik Palas’ın yanındaki villa.)
Villa Biçen
(Bursa Hakimiyet Arşivi)
Nihayet bu işi gidip Rıza Biçen’e söyledim. Rıza Biçen
“Oo, Recai Bey ne
çabuk teslim oldun rektöre!”
dedi. Böyle de güzel bir espride bulundu. Bakın
o insan, ne kadar güçlü bir insan, ne kadar fedakar bir insan. Onu saygıyla, rah-
metle anıyorum. Villayı almış oldu.
Tabii bizim üniversiteyi kurmak için değerli arkadaşlarımın ifade ettiği gibi,
bir üniversite kurulması için iki tane fakülte lazımdı. Ben ziraatçı olduğum
için evvela ziraati düşündük tabii. Tıp daha önce geliyordu, tıbbı bulmuştuk da.
İkinci olarak ziraati kuracaktık. Fakat, İktisat Fakültesi öncelik taşıdı. Ve ikinci
olarak da, İktisat Fakültesi’nin kuruluşu için benim de bakan beyle yaptığım
konuşma ve ricam üzerine iki tane büyük, çok kullanılmayan binayı İktisat
Fakültesi’ne tahsis ettiler. Bu konuda eksik olmasın, ciddi bir çalışma olduğu
için, Ankara başta olmak üzere, İzmir, İstanbul Erzurum’daki üniversitelerdeki
rektörler, her birisi kendilerinin bu üniversiteyi kurmak için hazır olduklarını
söylediler. Daha önce ifade ettiğim gibi Tıp Fakültesi’ni kurduk ve Tıp Fakül-
tesi’ni, başlangıçta üniversite olarak İstanbul Üniversitesi yürüttü.
İzmir’e gittik. İzmir’deki bütün üniversitelerin diğer fakültelerini izledik.
Yani bu konu için amatör olarak, misyoner bir ruhla, bu Üniversite Kurma ve
Yaşatma Derneği, çaba göstererek, bu konuyu kuvveden fiile çıkardı. Bursalı-
larımıza hayırlı olsun. İnşallah daimi olur. Bu güzellikleri içerisinde nice güzel
yıllara kavuşur.”