Previous Page  92 / 209 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 92 / 209 Next Page
Page Background

|

91

|

BASINDA 41 YILLIKYOLCULUĞUNÖYKÜSÜ : BURSAHAKİMİYET

gördü. Oradaki kalabalığı gördü. Aletleri gördü, ortamı gördü.

Böyle bir televizyon yapacağız diye, kafasında onun hesabını

yapıyordu. Tabii ben Celal Sönmez’in ne hissettiğini anladım.

Benim kafamda oluşmaya başlamış olan televizyonu ben, Ce-

lal’e anlattım. Ama örnek olarak da bu büyük televizyonla-

rı gösterdim. Tabii orada bir çelişki vardı. Sonra İzmir’de bir

televizyon kurulmuştu. Yine benim çok yakın bir arkadaşım

vardı. Çetin Gürel’in televizyonu.

Çetin Güler , Rapor gazetesinin sahibiydi. Celal Bey’e ‘bizim

kuracağımız televizyon böyle büyük bir televizyon değil. Gör-

düğün gazete binasının içinde olacak. Bunun dışına çıkmaya-

cak.’ dedim. Celal Bey ‘Buraya nasıl bir televizyon sığdıracak-

sınız?’ diye sordu. Ben sığdırırım dedim. Ama ben size bunu

anlatmayayım da, göstereyim. ‘Nerede?’ diye sorunca İzmir’de

dedim. ‘Gidelim Saruhan Ağabey’ dedi. Celal Sönmez’in bir

hammadde konusu ile ilgili İzmir’de Aliağa’da işi vardı. ‘Önce

helikopterle oraya uçarız, ben işimi halledince İzmir’e gidip,

televizyonu görürüz’ dedi.

Aliağa’ya gittik o görüşmelerini yaptı. Ondan sonra bindik he-

likoptere İzmir’de Hilton Otel’inin çatısına indik. Onun tam

karşısındaki bina, benim makam odam orada idi. Yeni Asır’ın

binası. Onun öbür tarafa bakan binada da Celal Bey’e göste-

receğim bir apartman dairesinde bir televizyon. Oraya götür-

düm. İşte bizim stüdyomuz bu. Aletlerimiz bunlar, kameramız

bu, diye anlattım. Başka şunlar var, bunlar var. ‘Biz de böyle bir

şey mi kuracağız?’ diye sorunca ‘Evet’ dedim. Celal Bey biz

bunun alasını yaparız dediğinde o anda Celal Bey’in kafasına

bir kere fizik ve mantalite olarak yattı. Ben de bu işin maddi

boyutunu iyi kötü bildiğim için, Celal Bey’e beş aşağı on yu-

karı anlattım. Çok keyiflendi. Bindik tekrar helikoptere Bur-

sa’ya gelirken, İzmir’den kalktıktan hemen sonra, ‘ Celal Bey,

kaptan pilotta şampanya varmış, televizyonumuz kuruldu, bir